İçeriğe geç

Göz tembelliği ne iyi gelir ?

Kelimenin Şifasıyla Görmek: Göz Tembelliğine Ne İyi Gelir?

“Kelimeler bazen bir merhemdir; kimi zaman bir yara, kimi zaman da iyileştirici bir ışık.”

Bir edebiyatçının dünyasında her hastalığın, her eksikliğin bir metaforu vardır. Göz tembelliği —tıpta “ambliyopi” olarak anılan bu durum— yalnızca bir görme bozukluğu değil, aynı zamanda çağın görsel yorgunluğunun sembolüdür. Bu yazıda, kelimelerin dönüştürücü gücüyle hem gözün hem de ruhun tembelliğine iyi gelen unsurları arayacağız. Çünkü bazen bir metin, bir bakış kadar iyileştiricidir.

Bakmanın Tedavisi: Dikkatin Sanatı

Göz tembelliği için tıbbi olarak önerilen egzersizler vardır; bir göz kapatılır, diğeri çalışmaya teşvik edilir.

Edebiyat da benzer bir tedavi uygular: Okurun bir yönünü karartır, diğer yönünü ışığa çıkarır. Göz tembelliğine iyi gelen şey, yalnızca fiziksel bir çaba değil, dikkat yeteneğinin yeniden inşasıdır.

Bir Proust karakteri gibi, ayrıntıya dikkat etmek…

Bir Woolf anlatısında, bir yaprak hışırtısında evrenin yankısını duymak…

İşte bu dikkat, ruhun egzersizidir.

Göz kaslarını güçlendiren hareketler kadar, algıyı güçlendiren okumalar da insana iyi gelir.

Edebiyatın Işığı: Kelimelerle Göz Egzersizi

Göz tembelliğine ne iyi gelir?

Eğer bu soruyu edebi bir yerden sorarsak, cevap açık: görmenin yeniden öğrenilmesi.

Her roman, her şiir, her cümle aslında bir görme biçimidir. Orhan Pamuk’un “Kara Kitap”ındaki Galip, İstanbul’un sokaklarında sadece birini aramaz, aynı zamanda “bakmayı” öğrenir.

Bu, gözün değil, anlamın rehabilitasyonudur. Edebiyatın gücü burada devreye girer:

Kelimeler, unuttuğumuz ayrıntıları bize geri gösterir.

Bir şiir okuduğumuzda, satırlar arasında kaybolmak bile bir göz çalışmasıdır. Çünkü tembel bir göz, sabırsız bir zihin gibidir; metni tarar ama anlamaz.

Oysa şiir sabır ister, yavaşlık ister.

Bu sabır, hem gözün hem ruhun tembelliğine iyi gelir.

Renklerin ve Işığın Tedavisi

Tıpta göz tembelliği tedavisinde kontrast, ışık, hareket önemli bir rol oynar.

Edebiyatta da benzer bir denge vardır:

Bir rengin metinde nasıl belirdiği, bir duygunun tonunu nasıl değiştirdiği… Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanında ışığın gölgelerle dansı, tam da bu kontrastla var olur.

Okur, Tanpınar’ın cümleleri arasında bir göz kası gibi çalışır: bakar, çözümlemeye çalışır, yeniden odaklanır.

Edebiyatın görsel etkisi, gözün rehabilitasyonudur.

Renkler kelimelerin içindedir; her imge, bir göz egzersizidir.

Bir metne uzun süre bakmak, bir tabloyu izlemek gibidir:

Göz, alışır, seçmeyi öğrenir, fark eder.

İşte bu fark ediş, hem bedensel hem de ruhsal bir iyileşmedir.

Ruhun Egzersizi: Anlamayı Hatırlamak

Göz tembelliğine iyi gelen şey yalnızca görsel dikkat değil, duygusal farkındalıktır da.

Bir metni “okumak”, onu “görmek” anlamına gelir. Camus’nun “Yabancı”sında Meursault’nun ilgisiz bakışları, bir tembellik göstergesidir; dünyayı değil, kendini de göremez.

Oysa edebiyat, insanın bakışını yeniden eğitir.

Okur, karakterlerle birlikte öğrenir: Gözün değil, kalbin çalışması gerekir.

Edebiyat terapidir.

Göz egzersizleriyle kaslar güçlenirken, kelime egzersizleriyle algı güçlenir.

Bir kitabın içinde bir saat geçirmek, bir göz egzersizine denk gelir.

Her satır, gözün yeniden odaklanmasını sağlar; her imge, bulanıklığı azaltır.

Sonuç: Gözün ve Ruhun Yeniden Görmeyi Öğrenmesi

Göz tembelliğine ne iyi gelir?

Bir yandan sabır, ışık, egzersiz; diğer yandan dikkat, duyarlılık ve kelimeler.

Tıp ile edebiyat burada buluşur: Her ikisi de yeniden görmeyi öğretir.

Edebiyatın dünyasında her kelime bir ilaç gibidir; ruhun tembelliğini azaltır, gözün unutkanlığını tedavi eder.

Okur, senin gözlerinle bu yazı tamamlanacak.

Bir roman, bir şiir ya da bir anı defteri…

Hangisi senin gözünü açar, seni yeniden fark ettirir?

Yorumlarda paylaş: Sence kelimeler de göze iyi gelir mi? Görmenin değil, anlamanın tedavisi belki de tam burada başlıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
ilbet giriş yapprop money