Meclis Toplantısı Hangi Gün? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Bağlamında Bir Değerlendirme “Topluluğumuzun geleceğini konuşmak için bir araya geldiğimiz o gün, sadece bir tarih değil; aynı zamanda farklı seslerin, bakış açıların ve umutların kesiştiği bir alan…” Bu yazıya böyle bir cümleyle başlamak istedim çünkü “meclis toplantısı hangi gün?” sorusu, yüzeyde sıradan bir bilgilendirme gibi görünse de aslında çok daha derin bir anlam taşıyor. Toplumsal karar alma süreçleri, kimlerin sesinin duyulduğu ve kimlerin dışarıda kaldığıyla doğrudan ilgilidir. İşte bu yüzden toplantı tarihini bilmek kadar, o toplantıya nasıl hazırlandığımız, nasıl bir temsil talep ettiğimiz de önemlidir. Meclis Toplantısının Tarihi: Sadece Bir…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Güpür Çeşitleri Nelerdir? Öğrenmenin Estetik Dokusu Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: öğrenme, yalnızca bilgi edinme süreci değil, aynı zamanda insanın kendi iç dünyasında bir dönüşüm yaşamasıdır. Tıpkı bir güpürün iğneyle sabırla dokunması gibi, öğrenme de zaman, dikkat ve özen ister. Bu yüzden bugün, “Güpür çeşitleri nelerdir?” sorusuna yalnızca bir tekstil yanıtı vermekle kalmayacağız; aynı zamanda bu soruyu pedagojik bir mercekle, öğrenmenin katmanlarını temsil eden bir metafor olarak ele alacağız. Güpür Nedir? Öğrenmenin Dokusu Üzerine Düşünmek Güpür, zarif bir dantel türüdür; kumaşın üstünde değil, kendi başına durabilen, kabartmalı ve örgü formunda bir el emeği ürünüdür.…
Yorum BırakGünlük Yazarken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Zamanın Tanıklığından Kişisel Tarihe Bir tarihçi olarak her zaman geçmişin izlerini yalnızca arşivlerde değil, insanların bıraktığı küçük notlarda, mektuplarda ve günlüklerde ararım. Çünkü tarihin büyük anlatıları çoğu zaman bu küçük kişisel tanıklıkların üstüne inşa edilir. Günlükler, bir çağın ruhunu, bireyin gözünden dünyayı anlatır. Bu yüzden her gün yazılan bir cümle bile, geleceğe bırakılmış bir belge, bir hafıza kırıntısıdır. Peki, böylesine derin bir geleneğin parçası olan bir eylemde, yani günlük yazarken, nelere dikkat etmeliyiz? Günlüğün Tarihsel Anlamı: Kişisel Olandan Toplumsal Olanına Günlük, modern anlamıyla 16. yüzyılda Avrupa’da şekillenmeye başladı. Keşifler, savaşlar, krallıklar ve devrimler çağında insanlar…
Yorum BırakKapamak Ne Demek TDK? Günümüzden Geleceğe Samimi Bir Dil Yolculuğu “Bir kapıyı kapamak”la “bir mevzuyu kapamak” aynı duyguyu mu taşır? Bugün sizinle, sohbet masasında kahvelerimizi yudumlarken konuşuyormuşuz gibi, “kapamak” fiilinin TDK’daki anlam cephesinden köken macerasına, oradan da geleceğin dil teknolojilerine uzanan bir rotada gezinelim. Dil yaşayan bir organizma; her kullanım, her bağlam ona yeni çağrışımlar ekliyor. O halde gelin, hem bugünü anlaşılır kılalım hem de yarına dair birkaç meraklı soru bırakalım. TDK’ya Göre “Kapamak” Ne Demek? Güncel Türkçe Sözlük’te “kapamak”, özünde bir açıklığı örtmek, görünmeyi/ geçişi engellemek, tıkamak; elektrik-su gibi akışları kesmek gibi anlam kümeleriyle verilir. Günlük hayatta bunun karşılığı…
Yorum BırakKanun Teklifi Kabul Edildikten Sonra Ne Olur? Yasaların Sahne Arkasına Neşeli Bir Yolculuk Kanun teklifinin kabul edildiğini duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şey ne olur? “Oh, mesele halloldu!” mu? Yanılıyorsunuz dostlarım… Asıl tiyatro şimdi başlıyor! Evet, sahnenin ışıkları yeni yanıyor ve perde yeni açılıyor. Hadi gelin, kanunların sahne arkasına eğlenceli bir yolculuk yapalım; biraz gülelim, biraz düşünelim ve belki de “mevzuat” kelimesine artık korkuyla değil, gülümseyerek bakalım. Kanun Kabul Edildi, Peki Şimdi Ne Olacak? Bir kanun teklifi kabul edildiğinde işler bitmiş gibi görünse de aslında bu sadece hikâyenin yarısıdır. Oylama tamamlanmış, parmaklar kaldırılmış, vekiller alkışlamış olabilir ama o andan itibaren yeni…
Yorum Bırak1000 Dönüm Kaç Hektar Eder? Tarihin İzinde Ölçü, Toprak ve Dönüşüm Bir tarihçi olarak, geçmişi anlamak yalnızca olayları değil, insanların dünyayı nasıl ölçtüklerini, nasıl tanımladıklarını ve bu ölçüler üzerinden nasıl bir düzen kurduklarını da anlamaktır. Çünkü ölçü dediğimiz şey, yalnızca bir sayı değil; bir medeniyetin dili, bir toplumun dünyayı algılama biçimidir. Bu yazıda “1000 dönüm kaç hektar eder?” sorusuna yanıt ararken, yalnızca bir hesaplama yapmayacağız; aynı zamanda toprakla, üretimle ve toplumsal dönüşümle kurulan ilişkinin tarihsel serüvenine de bakacağız. Önce Cevap: 1000 Dönüm Kaç Hektar? Teknik olarak 1 dönüm, 1000 metrekareye; 1 hektar ise 10.000 metrekareye karşılık gelir. Bu durumda 1000…
Yorum BırakTürkiye’de Hangi Göçmenler Var? – Felsefi Bir Bakışla İnsan ve Hareketin Anlamı Giriş: Hareket Eden İnsan İnsan, varoluşun başından beri hareket halindedir. Göç, yalnızca yer değiştirme değildir; aynı zamanda bir anlam arayışıdır. Filozof Herakleitos’un dediği gibi, “Aynı ırmağa iki kez girilmez.” Çünkü insanın hem kendisi hem de dünyası sürekli değişir. Bu değişim, bugün Türkiye’deki göçmenlerin varlığında da yankılanır. Göçmen, yalnızca bir kimlik değil, aynı zamanda varoluşun etik, epistemolojik ve ontolojik boyutlarını yeniden düşünmemizi sağlayan bir aynadır. Etik Perspektif: Ötekiyle Karşılaşma Etik açıdan göç, bir “ötekiyle karşılaşma” meselesidir. Levinas’ın felsefesinde öteki, bizim sınırlarımızı çizen, benliğimizin ötesine geçmemizi sağlayan bir yüzdür. Türkiye’deki…
Yorum BırakKamış Kemiği Nerede Bulunur? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Bakış Bazı kavramlar vardır ki, hem bedenimizi hem kültürümüzü yansıtır. “Kamış kemiği” bunlardan biridir. Bu yazıda, kamış kemiğinin anatomik anlamını yalnızca biyolojik açıdan değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bağlamlarıyla da ele alacağız. Çünkü bir kemik sadece bir kemik değildir — bazen bir halk inanışı, bazen bir sanat formu, bazen de kimliğimizin bir parçasıdır. Kamış Kemiği: Anatomik Gerçeklik Öncelikle bilimin net bir yanıtı var: Kamış kemiği, insan vücudunda bacak bölgesinde, diz ile ayak bileği arasında yer alan tibia kemiğine verilen halk arasındaki isimdir. Tibia, vücuttaki en güçlü uzun kemiklerden biridir ve…
Yorum BırakKampta Tuvalet Nereye Yapılır? – “Orman Kendini Temizler” Masalını Bırakalım İddialı başlıyorum: Doğada tuvalet meselesini hâlâ “kaderine bırakmak” çevreye saygısızlıktır. Evet, kamp romantiktir; yıldızlar, ateş, kahve… Ama doğanın en büyük sınavı, çadır kazıkları değil, bizim arkada bıraktıklarımız. “Kampta tuvalet nereye yapılır?” sorusu utangaç bir fısıltı olmayı bırakıp gür bir tartışmaya dönüşmeli. Çünkü yanlış yapılan her hareket, suyu, toprağı, vahşi yaşamı ve diğer kampçıları etkiliyor. Hazır mısınız, konfor alanını değil, doğanın alanını savunmaya? Gerçeklerle Yüzleşelim: “Bir Şey Olmaz” Kültürü Doğayı Yoruyor “Orman kendini temizler”, “Bir peçeteden ne olacak?”, “Yağmur yağınca kaybolur” gibi cümleler kulağa bahaneden fazlası gibi geliyor mu? Kâğıt parçaları…
Yorum BırakKaynakların Sınırlılığı, Seçimlerin Gücü ve Mehmet Aras’ın Yaşı Üzerine Ekonomik Bir Okuma Bir ekonomist olarak dünyaya bakarken her şeyin temelinde kıt kaynaklar ve sınırsız ihtiyaçlar yattığını bilirim. Zaman, para, emek, bilgi… Hepsi sınırlıdır. Bu sınırlılık, bizi seçim yapmaya zorlar. Her seçim, bir fırsat maliyeti yaratır. Bu bağlamda, “Mehmet Aras kaç yaşında?” gibi basit görünen bir soru bile ekonomik bir derinliğe sahiptir. Çünkü yaş, sadece bir biyolojik veri değildir; üretkenlik, birikim, tüketim alışkanlıkları ve yatırım kararlarını belirleyen temel bir ekonomik değişkendir. Bu yazıda, bir bireyin yaşı üzerinden piyasa dinamikleri, bireysel karar süreçleri ve toplumsal refah ilişkisini irdeleyeceğiz. Yaşın Ekonomik Değeri: İnsan…
Yorum Bırak